Yazar: Y.

  • kara rağmen

    biliyorum, herkes bizim gibi sıcak evlerde, ofislerde geçirmiyor gününü. evsizler, bütün gün açıkhavada çalışmak zorunda olanlar, kara karşı kanat çırpmakta zorlanan kuşlar, yemek bulamayan hayvanlar var. biliyorum, işine yakın yerlerde oturmayanlar için karda kışta evin yolunu bulmak, iptal edilen vapurlara, deniz otobüslerine rağmen dere tepe aşıp yuvaya ulaşmak çok güç. ve biliyorum, bu soğuklar yüzünden…

  • the descendants – alexander payne

    alexander payne filmlerini seviyorum, başrolde hiç bayılmadığım georges clooney olduğu zaman bile! about schmidt ve sideways ile sinema tarihime adını altın olmasa da gümüş harflerle yazdıran payne, kaui hart hemmings’in aynı adlı kitabından uyarladığı the descendants‘ta annenin bir kaza sonucu komaya girmesiyle hayatları “alt-üst” olan hawai’li köklü bir aileyle tanıştırıyor bizi. annenin yavaş yavaş aradan çekilmesiyle…

  • martının düşündürdükleri

    geçtiğimiz yaz fındıklı parkı’ndaki salaş çay bahçesini kendine mesken tutmuş bir martı arkadaş vardı. en son eylül ayında bile oradaydı, yüzü denize dönük öyle hüzünlü bir oturuşu, kanatlarını uçmak istiyor da uçamıyormuşçasına öyle bir açışı vardı ki çay bahçesindekilere sormuştuk derdi ne bu martının, ne zamandır burada oturur diye. hikayesi hüzünlüydü. yavruymuş, kanatları yağsızmış, nasılsa…

  • mrs dalloway

    ,

    kırmızı kedi yayınlarından çıkan yeni mrs dalloway‘in kapımıza düşmesini fırsat bilip 1997 yapımı marleen gorris’in yönettiği, vanessa redgrave’in mrs dalloway’i canlandırdığı filmi izleyelim dedik. film, redgrave’in üstün oyunculuğu sayesinde beklediğimizden çok daha güzel çıktı. bilinç akışı, kitaptaki geçişler sinema diline çok iyi dökülmüş. filmden önce evdeki diğer mrs dalloway çevirisini yenisiyle karşılaştırma işine soyunduk, çok…

  • çıplak ayaklar’dan ters okyanus

    çıplak ayaklar kumpanyası hiçbir zaman “benim” olmamış olsa da, çukurcuma caddesi’nin sonundaki mekanları çıplak ayaklar stüdyosu “benim” saydığım mekanlardan. o yüzden performansları çok da benimsemeyeceğimi baştan bilsem de, desteklemek, ayakta kalmalarına ben de yardım etmek için mümkün olduğunca gidiyorum. geçen akşam izlediğim ters okyanus da bu “benim” diyemeyeceğim işlerden biri olmuş, yine de oranın, oradaki…