Kategori: edebiyat

  • Pazar Gününün Kedice Gizemi ve Kuş Beyinli İnsanlar

    ,

    Günlerden Pazar. Onlar birer birer evi terk ederken arkalarından bakıyorum. Kapının önünde boynu bükük onları uğurlayışımı bile fark etmiyorlar. Küçük olduğumdan mı, onlar için yeterince önemli olmayışımdan mı bilmiyorum. Fark edilmek, en azından bir hoşça kal ile ödüllendirilmek için çok şey verirdim.  Pazar günleri sevgililerle, sevgiyle geçirilmek için yaratılmıştır. Evde tek başına terk edilmek için…

  • Yirmi beş yıl sonra Varlık dergisinde olmak

    ,

    2024’ü kapatmaya birkaç gün kala aylardır beklediğim haber posta kutuma düştü. Üç öykümle Varlık dergisinin Ocak 2025 sayısındayım. Varlık’ta Sen isimli ilk öyküm Necati Tosuner seçkisi kapsamında Haziran 1999 sayısında yayımlanmıştı. Annemlerle akşam yemeğine oturmuşken gelen telefonla almıştım haberi. 17 yaşındaydım. O yaz yerimde duramamış ve okuyup yazmaktan başka pek bir şey yapmamıştım. Yaz sonu…

  • Çare

    Bazen yazmaktan başka çare yokmuş gibime geliyor. Uyumsuzluğuma, huysuzluğuma, huzursuzluğuma, yalnızlığıma, yalpalamalarıma, inişlerime, çıkışlarıma, arayışlarıma, bulduklarıma ve bulamadıklarıma, bildiklerime, unuttuklarıma, unutmak isteyip unutamadıklarıma… Tek çare yazmak. Kendimi bildim bileli yazarım, günlük tutarım da hiç oturup günlük okuduğum olmamıştı. Arada bir, defter bitip de onu önceki defterlerin arasına bırakırken bir tane eski defteri açıp karıştırmak, birkaç…

  • Kısa öykü

    “Bana kitap-lık Dergisini Yırttıran Adam” öykümle kitap-lık dergisinin Kasım-Aralık 2024 sayısındayım. Keyifli okumalar!!!

  • 13 yıl sonra Viyana

    ,

    Geçen hafta sonu Viyana’daydım. Tam 13 yıl sonra yolum yine pek de sevmediğim bu “fazla organize” şehre düştü. Yıllar önce Impulstanz Festivali vesilesiyle şehri karış karış gezmişken içine girme fırsatı bulamadığım Tanzquartier Wien stüdyosuna bir atölye vesilesiyle ayak bastım. Dans dünyasıyla haşır neşir olduğum yıllarda kapısından içeri girebilelim diye bolca uğraşmışken kendimi mis gibi linoleum…