aynı masada

yapım aşamasında olan ve önümüzdeki sonbahar-kış döneminde sonlandırılmış halinin istanbul’a tekrar uğraması beklenen bir projenin maket sunumu yapıldı geçtiğimiz haftalarda: around the table. proje, taldans‘ın karaköy’deki yeni stüdyosunun altındaki okey salonunda, tipik bir kahvehanenin hafif sigara kokulu, bol çaylı ve okey takımlarının sıra sıra dizili olduğu bol masalı bir mekanda gerçekleşti. fransız sahne adamı loic touzé ve anne kerzerho’nun tasarladığı projenin sanatsal aşamasına istanbul’dan filiz sızanlı, mustafa kaplan, ayşe orhon, özlem alkış gibi serbest çalışan sanatçılar ve çatı çağdaş dans sanatçıları derneği dahil. organizasyonu ise balkan uydu toplantısı’nın bir ayağını daha aynı günlerde gerçekleştiren cuma üstlenmişti. deneme aşamasında olan proje çok fazla duyurulmadı maalesef, bu nedenle görebilmek ve daha da önemlisi katılabilmek için son halini almasını beklemeniz gerekecek.

türkçe’ye aynı masada şeklinde çevrilen projenin temel fikri şu: bedenle ilgili herhangi bir işle uğraşan insanları biraraya getirmek ve deneyimlerin paylaşılmasını sağlamak. koreograf ya da dansçı olmanız gerekmiyor. bedenle ilişkiniz bütün gün inşaat işçisi olarak çalışmak da olabilir, kaykay kaymak da, aşçılık yapmak da. yeter ki bütün gün ellerinizi, kollarınızı, bacaklarınızı en efektif şekilde kullanma yolları arayın, yorulun ve ağrıları hissedin.

benim katıldığım maket sürümünde bir inşaat işçisi, bir kaykaycı, bir tai masözü, bir aşçı ve bir kağıt toplayıcı vardı (evet, doğru tahmin, rimini protokoll’ün kağıt toplayıcılarından biri!). seçtiğiniz bir masaya oturuyorsunuz. her masada sizden başka 3 ya da 4 kişi daha oluyor. oyun başladığında bir konuşmacı gelip masanıza oturuyor ve 12 dakika boyunca kendi hikayesini anlatıyor. nasıl başladığını, neden yaptığını, bir gününü vesaire. sonra bir çay bardağında yankılanan çay kaşığının sesiyle birlikte sorular sorma izniniz çıkmış oluyor. aklınıza ne gelirse. bu da yaklaşık 10-15 dakika sürüyor yanlış hatırlamıyorsam. çay bardağının çın çın sesini tekrar duyduğunuzda konuşmacının size bir şey öğretmesi gerekiyor kendi beden pratiği ile ilgili. çok kısa, çabuk yapılabilecek bir alıştırma. sonra yine masa değiştirmece, hikaye dinlemece, soru sormaca ve alıştırma…

sadece iki masaya katılabildiğimiz maket sürümünde, benim bahtıma türkiye’nin tek kadın kaykaycısı, ardından da tai masaj yapan bir kadın düştü. dolayısıyla kaykay ve tai masaj hakkında epey bilgi edindim denebilir :) alıştırma bölümlerinde de güzel bir tai el masajı aldım ve sol ayağımın üstünde daha rahat dengede durabildiğimi öğrendim. bu kadar kısa sürede hiç yoktan iyidir!

son halini görmeden bir şey söylemek zor, ne de olsa yapanların kafasında bile bu bedenle eylemenin tam olarak neyi kapsadığı belli değil. aktif bir hobiden ibaret olabilir mi, yoksa üstünden para kazanılan, geçim sağlanan bir iş mi olması gerekir? kaykay bana pek iş gibi görünemedi ne yazık ki, tam da türkiye’de sadece kaykay sporunu yaparak para kazanmanın imkansızlığı yüzünden. bu tip belirsizliklerin bir dahaki sunumda açıklığa kavuşacağından eminim. ve tabii daha hızlı ilerleyerek daha fazla masaya katılmamızın sağlanacağından da. daha çok kural, daha sınırlı bir özgürlük ve belirlenmiş bir çizgiyle, özellikle konuşmacıları rahatlatarak, sorunların giderilebileceğini zannediyorum. nitekim sadece iki kez aynı şeyleri anlatmalarına rağmen, doğal olarak, kafaları karışmaya başlamıştı, neyi anlatıp neyi anlatmadıklarını hatırlamakta zorlanıyorlardı.

projeyle ilgili daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz. ve umarım ileriki günlerde önümüzdeki aylar için bir takvim de geçer elimize…

Comments

“aynı masada” için 2 cevap

  1. Anonymous Avatar
    Anonymous

    Böyle etkinlikler hep İstanbul'da yapılıyor, keşke biz de bu tür etkinlikleri yaşayabilsek. . .

  2. chloé Avatar

    evet ama maalesef istanbul'da bile o kadar çok yapılmıyor böyle şeyler.

    hem burada hem böyle performanslar hem de alışveriş festivali gibi saçma sapan ucube festivaller de var :)

Anonymous için bir cevap yazın Cevabı iptal et