Kategori: çağdaş dans / performans

  • ilyas odman’dan başka sesler

    dün akşam kumbaracı 50’de gece hikayeleri kapsamında ilyas odman’ın …başka sesler… oyununa gittik. bu programdaki oyunların özelliği, bildiğim kadarıyla, kumbaracı 50 yapımları olmaları ve gece 11’de sahnelenmeleri. ilyas odman’ın öncesinde “çok teatral bulabilirsin” diye uyardığı oyunu, belki de kendimi teatralliğe adam akıllı hazırladığım için, teatral olmasına teatral ama aynı zamanda oldukça fiziksel buldum. tekrarlar üstüne…

  • çıplak ayaklar’dan ters okyanus

    çıplak ayaklar kumpanyası hiçbir zaman “benim” olmamış olsa da, çukurcuma caddesi’nin sonundaki mekanları çıplak ayaklar stüdyosu “benim” saydığım mekanlardan. o yüzden performansları çok da benimsemeyeceğimi baştan bilsem de, desteklemek, ayakta kalmalarına ben de yardım etmek için mümkün olduğunca gidiyorum. geçen akşam izlediğim ters okyanus da bu “benim” diyemeyeceğim işlerden biri olmuş, yine de oranın, oradaki…

  • yaşlı babalar ve dertli kızları

    , , ,

    she she pop’tan testament münih’te izlediğim son gösteri oldu. she she pop şu sıralar almanya’dan çıkan en popüler tiyatro topluluklarından biri. aile ilişkilerini ele alan oyunlar inanılmaz popüler. zackary oberzan’ın ağabeyi gastor oberzan ile ilişkisini, çocukluğundan bugüne oynadıkları bir film oyunu üzerinden anlattığı your brother. remember? “aile oyunları”ndan sadece biriydi. she she pop’un testament‘i baba-kız ilişkisine…

  • gisèle vienne’den kaybolma üstüne tekinsiz bir oyun

    , ,

    gösteri sanatlarının daha doğrusu tiyatronun görsellikten ibaret olduğunu ya da olabileceğini düşünüyorsanız, gisèle vienne’in spielart kapsamında izlediğim this is how you will disappear oyunu tam size göre olabilir. sahnede tekinsiz bir orman, çeşitli hareketler tekrarlayan (mükemmele ulaşmaya çalışan) bir cimnastikçi kadın, onun antrenörü ve düşmüş bir rock yıldızı var. oyuncuların herhangi bir anlamı ya da…

  • münih’te kaçırdıklarım ve ant hampton’dan guruguru

    , , ,

    münih geçen ocak ayında ne kadar soğuktuysa, bu aralık ayında da o kadar sıcaktı. neredeyse bahar mevsimini aratmayan, güneş altında paltoları atma isteği uyandıran limonata gibi bir hava altında bizi alışverişe çağıran renkli ve şeytani noel pazarlarını es geçip spielart festivaline attık kendimizi. daha iki hafta önce helsinki’ye giderken istanbul-münih uçağı yoğun sis nedeniyle rötar…