Yazar: Y.

  • devam

    , ,

    viyana’da havanın ısınacağı yok, belli oldu. gündüz müzelere, akşam gösterilere sığınmak soğuktan kaçmanın en iyi yolu. viyana’nın o pek methedilen sanat hayatıyla içli dışlı olmaya geçen gece en şatafatlı tiyatrolardan volkstheater’de rosas’ın 1984 yapımı elena’s aria‘sını, dün ise kunst halle g’de nicole peisl’in viefalt‘ını izleyerek devam ettik. anna teresa de keersmaeker’in sahnede ilk defa konuşma ve…

  • viyana’nın puslu göğü altında

    , ,

    impulstanz başladığına göre yolumuzu viyana’ya düşürmeden olmazdı. hava soğuk, gösterilerse sıcak. bugünün incileri valerie oberleithner’ın splendid isolation işi ve melanie maar’ın spaces and bones‘uydu. “inci” kelimesinin hakkını verense arı bir dans sunan maar oldu kesinlikle. judson church’ten geçen maar’la ilgili uzun uzun konuşuruz başka bir gün, şimdilik benden size bir youtube videosu gelsin.

  • sansüre siyah bant

    danzon‘un son yazısından sonra mail kutuma düşen bir yeni site haberini paylaşmam gerek: siyah bant. içeriğinin mümkün olduğunca az yenileneceğini umduğum ilk site… son edebiyat vakalarını (william s. burroughs ve chuck palahniuk) atlamaları hoş olmamış bir tek. bir an önce eklenecektir ama kesin…

  • play time – jacques tati

    1967 yapımı play time alışık olmadığımız modern bir paris’te bir gündelik hayat koreografisi/komedisi kısaca. modern hayatın teknolojik oyuncakları, camdan binalar içinde/arasında kaybolan insanlar tüm film boyunca  bir oraya bir buraya koşturup durdular. iç ve dış ayrımını en aza indirgeyen cam kapılar, binalar, evler aslında insanların birbirlerine ulaşmasını daha da zorlaştırdılar, kırılan burunlar da cabası. jacques…

  • her zamanki halimiz

    garip zamanlarda yaşıyoruz. notos dergisinin haziran-temmuz sayısı oğuz atay’a ayrılmıştı. temmuz ayının ortasında birden her yerde dergiden bahsedilmeye başlandı. sebep: doğan hızlan’ın köşesinde dergiden ve şavkar altınel’in oğuz atay’ı nasıl sevmediğinden bahseden yazısı. başka bir sürü yazının da olduğu, ne olursa olsun güzel bir çalışmayı neden tek bir yazıyla öne çıkarmak gereksin ki? şimdi facebook’ta…