Yazar: Y.

  • martha marcy may marlene – sean durkin

    tekinsiz bir ilk film. amerikan bağımsız sinemasından yepyeni bir soluk. sosyal kurallardan bağımsız, “normal” olarak tanımlananın dışında yaşama üstüne kurulu bir cemaatte iki yıl geçiren marcy may (gerçek adıyla martha) gruba tam anlamıyla adapte olamayınca kaçıp ablasının yanına sığınıyor. ne orada ne de burada dünyaya uyum sağlayamamasından, bu uyumsuzluğun dışarıdan bakanlar için deliliğin sınırlarında gezmesinden…

  • değinilmeyenler üstüne

    , ,

    şimdi bir liste yapmak gerekiyor. bu liste tembelliğimin belgesi olarak burada duracak. nisan ayı yazı çizi işlerine yeterince zaman ayırmadığım bir ay oldu. işte hakkında tek kelime etmediklerim üstüne kısa notlar: filmler: wait until dark – terence young (audrey hepburn’ün kör bir kadını canlandırdığı 1967 yapımı bir polisiye film) tyronnosaur – peddy considine (sahibi tarafından…

  • yeraltı – zeki demirkubuz

    dostoyevski ile aram lise yıllarından beri iyi değildir. faturayı ebediyat dersinde zorla okutulan, üstüne sınav bile yapılan suç ve ceza‘ya çıkarmak ne kadar yerinde olur bilmiyorum ama en karanlık, en düşkün dünyaları seven bendeniz, dostoyevski’den etkilenmiş onlarca yazarı dostoyevski’nin kendisine yeğlerim. bazı şeyleri açıklamaya, anlamlandırmaya çalışmamak gerekir. bu da onlardan biri. hem kim bilir belki…

  • zabriskie point – antonioni

    bu istisnai antonioni filmini anlatmak için sondan başlamak gerekecek: patlamalar başınızı döndürmesin, gerekiyorsa ileri alın biraz, ikinci dakikadan itibaren izleyin. patlayan bir gardroptan üstünüze uçuşan kıyafetler, ağzına kadar dolu bir buzdolabından fırlamış bir tavuk ve bir parça biftek, hemen ardından üstünüze dökülen bir kitaplık dolusu kitap ve 4:37’de çığlıklar duyulan pink floyd müziği. işte bir…

  • mutluluk üstüne özel bir müze

    , ,

    cuma akşamı cezayir restoran’da yapılan bir davetle cumartesi günü, yani 28 nisan’da açılan masumiyet müzesi’ni kutlamış olduk. tahmin edersiniz, herkes oradaydı. sevgili padişahımız rte’nin çok sevgili kültür bakanı ertuğrul günay’a herhalde bir daha asla cuma geceki kadar yaklaşamam. keşke o ortalıktayken biraz daha kafayı bulmuş olsaydım da gidip rakı kadehine kadehimi tokuşturup kültür-sanat alemimizin şerefine…