Yazar: Y.
-
Bir metro anısı
1999 yazında üç kız arkadaş sırt çantalarımızı doldurup Fransa yollarına düşmüştük. E., T., bir de ben. Önce gittik volkanlarla çevrili bir orta Fransa köyü olan Saint-Genès-Champanelle’de “ırgatlık” yaptık. İşimiz, üç hafta boyunca yol kenarındaki ağaçlık bir alanın parka çevrilmesi için yapılan çalı çırpı temizlemesinde çamurlar içinde, uzun sarı botlarımız ve kirli eldivenlerimizle çalışmaktı. Her sabah…
Written by
-
Müze nedir?
13. İstanbul Bienali kapsamında Antrepo’daki en anlamlı iş Hito Steyerl’in video çalışması Is Museum a Battlefield?. Videoya buradan ulaşabilirsiniz. Sanat kurumu-savaş sanatı-sponsorluk arasındaki kirli ve çetrefilli ilişkiler ağını anlamaya çalışan Steyerl’in çıkış noktası 1998’de PKK üyesi olarak yargısız infaza uğrayan arkadaşı Andrea Wolf’u öldüren merminin izini sürmek. Steyerl’in Is Museum a Factory? konusuna değinen yazısına ise buradan…
Written by
-
bunlar da var
henüz satır satır okumasam da ilginç iki site/yazıya rastladım, bilmeyenlere duyurulur: http://eipcp.net/transversal/0102/marchart/en http://acikelestiri.tumblr.com bir de güzel sinema haberi: istanbul modern geçen yıl emin alper’in tepenin ardı filmini önden önden seyretmemize vesile olan genç türk sinemacılar programını (tam adıyla “biz de varız!“) önümüzdeki günlerde tekrarlıyor. filmlerin çoğunun bu topraklarda gösterime girme olanağı bulabileceğinden şüpheliyim, bu da istanbul modern’in…
Written by
-
hafta sonu
bienal macerası: antrepo’daki kalabalıktan gözüm korktu, kaçtım. salt beyoğlu kalabalık görünüyordu, girmeye bile yeltenmedim. arter tam istediğim gibi sakindi. favorim ikinci kattaki basel abbas&ruanne abou-rahme işi oldu. bolaño ve godard’ı harmanlamasının, “haydut”luğa farklı kategorilerden, çeşitli kaynaklarla beslenen bakışlar sunmasının bunda büyük etkisi olduğu kesin. ali artun’un anne ben hıyar mıyım? yazısından etkilenmemeye çalışsam da şu…
Written by
-
Son zamanlarda…
– Yattım, kalktım, çalıştım, tekrar yattım, tekrar kalktım, tekrar çalışmadım. – Direndim, dayandım. – Şaşırdım ve çok heyecanlandım. Bir süre sonra kabuğuma çekilip izlemeye başladım. Halen arada bir şaşırıyorum. Bence önemli bir his, insan şaşırma yetisini yitirirse yaşamak için hiçbir sebep kalmayabilir – ki bazen öyle de hissetmiyor değilim. – Kitap okudum. Çokça. Adı Roberto…
Written by