uyku

IMG_1673 (1)içeriden gelen bir sesle uyanıyorsun. içerisi gürültülü. tüm gece bitmez sesler. çatıya damlayan su sesi, çatıda oyun oynayan kedilerin sesi, komşunun gelişi, gidişi… ama bu ses çok farklı, sanki içeride, evin içinde, biri varmış gibi. gidip bakmazsan kendine “korkak” damgasını basacak, bir daha da hiçbir duyuna, hissine güvenemeyeceksin. birkaç dakika geçiyor, sessizlik tekrar egemen oluyor tüm eve ama sen rahat değilsin. yataktan kalkıp ayaklarını sürüye sürüye içeriye gidiyorsun. karanlıkta hayal meyal kanepede yatan birini görüyorsun. neler olduğunu anlamaya, tepkine karar vermeye çalıştığın 1-2 saniye içinde yabancı gözlerini ovuşturarak sana doğru dönüyor. o! “hani geceleri korktuğunu söylemiştin ya, yalnız kalma diye geldim işte” diyor. anahtarıyla girmiş, kanepeye uzanıp battaniyeyi üstüne çekmiş. için rahatlıyor onu görünce. birlikte yatağa gidiyorsunuz. sana sarılıyor arkandan, tanıdık ama uzun zamandır hayatında olmayan bir his… gözlerin kapanıyor…

içeriden gelen bir sesle uyanıyorsun. yatak boş, yalnızsın. hızla kalkıp içeriye gidiyorsun. kimse yok. kediler çatıda oyun oynuyor. sabaha karşı oynadıkları gürültülü bir kovalamaca oyunu. evde kimse yok. yalnızsın. bir rüyaymış. yatağa döndüğünde onun arkandan sarıldığını hissediyorsun. hissine sıkı sıkı sarılıp gözlerini kapatıyorsun. hiçbir ses korkutamaz seni.