bienal macerası:
antrepo’daki kalabalıktan gözüm korktu, kaçtım.
salt beyoğlu kalabalık görünüyordu, girmeye bile yeltenmedim.
arter tam istediğim gibi sakindi. favorim ikinci kattaki basel abbas&ruanne abou-rahme işi oldu. bolaño ve godard’ı harmanlamasının, “haydut”luğa farklı kategorilerden, çeşitli kaynaklarla beslenen bakışlar sunmasının bunda büyük etkisi olduğu kesin. ali artun’un anne ben hıyar mıyım? yazısından etkilenmemeye çalışsam da şu ana kadar gördüklerim kafamda tek bir tanım bulabildi: kel alaka. ne genel çerçeveyle bağlantı kurabildim, ne de işler arasında. çağdaş sanat git gide daha fazla “ulaşılabilir” (herkesin görebileceği türden) ve “anlaşılmaz” (alt metin daha da derinlerde saklı) oluyor her geçen gün.
antrepo’nun gözümü korkutan kakafonisine geri dönmek için hafta içinin sakinliğine sığınacağım.
film ekimi macerası:
tabii ki sponsor vodafone bir bilet alana bir bilet bedava gibi bir kampanya yaptığında zaten zor olan bilet bulma süreci daha da zora sokulmuş oluyor. godard ve greenaway isimlerini bir 3d filmde görünce ve biletlerin neredeyse tamamen tükenmiş olduğunu anlayınca hemen biletix’in sunduğu iki biletin üstüne atladım. 3x3d sinema sanatına atılmış bir kazıktır. greenaway üç boyutlu sinemanın kendisine sunduğu tüm olanakları şımarık bir çocuk gibi kullanıp bir guimaraes (portekiz’de bir kent, aynı zamanda 2012 kültür başkenti) tanıtım filmi çekmiş. ikinci film nispeten genç bir sinemacıya, edgar pera’ya ait. o da muhtemelen portekizli olmasıyla bu projeye dahil olmuş. godard ise bir süredir yaptığı gibi kendini sinema tarihinin belgelenmesine adamış yine. üç boyutlu film çektiğini duyunca şaşırmıştım, nitekim çektiği de söylenemez.
işte biz de böylece sadece büyük isimlere aldanıp sinema salonuna doluşan sinesapienler (pera’nın deyişiyle) olarak cezamızı 70 dakikalık bu üçlemeye hiç fire vermeden (salondan tek bir kişi bile çıkmadı!) dayanarak çektik. geriye kalan tek güzellik godard’ın “hakikat o kadar çekicidir ki yalancılar bile yalanlarının gerçekliğine inanmak isterler” sözü oldu.
film ekimi’ne bu hafta tesadüflere teslim olarak, sinemayla o kadar da ilgilenmeyen vodafone’luların biletlerinin peşine düşerek devam edeceğiz.

chloé için bir cevap yazın Cevabı iptal et