kabul ediyorum, the artist gibi bir sessiz filmden sonra bol konuşmalı, ve hatta sade konuşmalı a dangerous method‘a geçmek pek akıl karı değildi. ama nereden bilebilirdik ki david cronenberg gibi bir dahinin bu kadar sıradan bir filme imza atabileceğini!
sabina spielrein-carl jung-sigmund freud’un 1900lerin başında çok konuşulmuş hasta-doktor ilişkisini lisa appignanesi’nin mad, bad and sad adlı kitabından okuduğunuzda bile, eminim ki, daha çok keyif alacaksınızdır. appignanesi’nin birkaç sayfada sunduğu spielrein’in psikoz vakası ve onu takip eden zelda fitzgerald ve virginia woolf’un psikozları cronenberg’in filmindeki laf kalabalığından çok daha iyi ifade ediyor kadınların ruh bilim tarihindeki özel yerini. sadece konuşma üstüne kurulu, küçük bir sahne değişimiyle yine konuşmaya devam eden michael fassbender (jung) ve keira knightley’nin (spielrein) insanın içine fenalık getirdiği a dangerous method ne psikanaliz denen şeyi freud’un meşhur divanından öteye götürebildi, ne de en küçük bir heyecan yaratabildi. yüzlerce vakanın kısa sayfalarda ele alındığı mad, bad and sad kitabında bile etkileyici bir şekilde ele alınan spielrein vakası, bir cronenberg filminde nasıl bu kadar yerlerde süründürülmüş anlamadım. hayal kırıklığına uğradık sevgili cronenberg…

Yorum Yapın