öncelikle bir zamanlar anadolu’da‘nın sadece hafta sonu 18bin kişi tarafından izlendiğini öğrendim. demek ki ülkemizde parmakla sayılır gelişmeler oluyor bu aralar, sevindirici :)
ama benim asıl bahsetmek istediklerim bu cuma gecesinin yani 30 eylül’ün kerameti. istanbullular’ı bir kez daha kültürel hareketliliğin tavan yapacağı bir gece bekliyor, vitaminlerinizi alın, enerjinizi toplayın, gerekirse şimdiden fazladan 1-2 saat gece uykusuyla cuma gecesinin canını okumaya hazırlanın.
çünkü;
1- gördüm ki iDANS’ın işte olma hali üstüne hazırlanan beşinci edisyonu, cuma akşamı rosas’ın fase, four movements to the music of steve reich gösterisi ile başlıyor. rosas’ın ilk eserlerinden elena’s aria viyana’da elime düşmüştü, istanbul sularında rosas’ın bir diğer önemli repertuar parçasını yakalayacak olmak büyük keyif. sokaklarda, otobüs duraklarında afişi görmek bile heyecanlanmaya yetiyor. iDANS sitesine bir bakıp biletlere ulaşmakta (geç kalmış olmadığımı umut ediyorum!), diğer gösteriler için de takipte olmakta fayda var.
2- duydum ki sophie calle’in sabancı müzesi’ndeki son kez, ilk kez başlıklı sergisi 17 eylül’deki sessiz sedasız açılışın ardından, cuma akşamı bir gizli basın açılışıyla taçlandırılacakmış. sophie calle’in katılacağı kesin, biz nasıl gireriz meçhul. emirgan uzak yer, iyisi mi bu iş bir kenara bırakılsın şimdilik, sergi 31 aralık’a kadar sürüyor ne de olsa.
3- fark ettim ki roxy cuma gecesi sezon açılışını yapıyormuş. yukarıdakilerle ne alaka der, onu sadece cuma-cumartesi gecesi önünde bekleyen şık ve alkollü güruhla özdeşleştirirseniz, bir zamanlar bugge wesseltoft, beady belle gibi unutulmaz konserlere ev sahipliği yapmış olan roxy’yi çok hafife almış olursunuz bence. umalım ki roxy bu sene canlı müzik programını da aktif tutacak, yüzümüzü kara çıkarmayacak.
tüm bu hareketin içinde bir yerlerde karşılaşmak üzere!
Günlerin Köpüğü 
Yorum Yapın