kötü filmlerden de bahsetmek gerektiğine göre, işte festivalde izlediğim tek kötü film: yunan yönetmen syllas tzoumerkas’ın anayurt filmi.
insan her gün sadece bir filme gitme kararı alınca kötü film görme olasılığı da düşer zannediyordum ama ne yazık ki bugünkü 19:00 seansında pek ilgi çekici bir şey yoktu ve genç ustalar bölümüne bir şans verelim dedik. keşke vermeseydik çünkü canım çok ama çok sıkıldı. milliyetçi, aile ilişkileri üstüne kurulu, kurgudaki oyunlarla hikayedeki açıkları kapamaya çalışan ama gedikler epey büyük olunca hiçbir tarafından tutulamayacak bir film çıkarmış ortaya genç yönetmen. kötü bir ilk film ve ne yazık ki bana umut vadediyor gibi bile gelmedi. bu nedenle bir yerde rast gelirseniz kesinlikle pas geçin bu filmi.
bu arada fitaş’ın patlamış mısır kokan girişinden bilet almak, yağ kokan bir salonda film izlemek de pek iç açıcı değildi doğrusu. festivalin gişe görevlileri de bütün gün üstlerine sinen yağ kokusundan oldukça bunalmışa benziyorlar, bir dokunup bin ah işittik. biz film festivaline fitaş’ı yakıştıramadık, umarız başkaları da aynı görüştedir..

Ayşe'nin Kitap Kulübü için bir cevap yazın Cevabı iptal et