evet, kafayı taktım. tam bir yıl önce, arşivlere göre 17 eylül 2009 günü açılan kongre vadisi’nin yerinden oynamış, kırık dökük taşlarına kafayı taktım.
beyoğlu, istiklal caddesi boyunca, hele hele ara sokaklarda azıcık yağmur yağdığında içi dolan, yanlış bir adım attığınızda asla affetmeyip içindeki bütün pis suyu üstünüze fışkırtan korkunç taşlara alışığız zaten. ne kadar değiştirilseler, yenilenseler de hep aynı taşlar, hep aynı pis sular.
ama bu kongre vadisi denen güzide yer, özene bezene yapılan bu beton yığınları hayatımıza gireli daha bir yıl olmuşken nereden çıkıyor bu oynak taşlar? yeşilden, maviden, doğadan kopuk, hava azıcık soğuduğunda buz gibi, çok sıcak olduğunda kavurucu bir yaşam alanı vadeden bu kongre vadisi, sadece yeni elverişsiz salonlar katmadı hayatımıza, yepyeni kırık dökük taşlarla da tanışmamızı sağladı. elbet bu taşların da bu kadar çabuk yerlerinden oynadıkları için yenilenmeleri gerekecek, elbette bir yılda boşalan cepler yeniden doldurulacaktır.
nereden mi geldi bunlar aklıma? e bu aralar crr yollarını fazlasıyla eskittiğim için ben miyim tüm bu yıkık taşların sorumlusu diye düşünmüyor değilim. ama ondan da öte öğlen saatlerinde cihangir’i ziyaret eden iKEDİ projesi, bu vesileyle her daim toplumsal amneziye uğrayan bünyelerimizi varlığıyla şenlendirmek için bizlere katılan beyoğlu belediye başkanı ahmet misbah demircan’ı görünce yıllar yıllar önce aylarca çamurlar içinde geçmek zorunda kaldığımız istiklal caddesi, onun çoooktan patlamış taşları bir film şeridi gibi gözümün önünden geçti. politika bir nevi (yok hafif kalıyor böylesi) yüzsüzlük. ve biz seçmenler birer amnezi hastasıyız kesinlikle…
kırık taşlar kenti istanbul
Comments
“kırık taşlar kenti istanbul” için bir cevap
-
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Yorum Yapın