haydarpaşa garı’nda bahar 3-6 haziran arasında istanbul2010 ajansı’nın büyük bir cömertlikle (!) biz istanbullular’a sunduğu ücretsiz bir etkinlik. “nazım hikmet ve göç” teması üstünden şekillendirilen 4 günlük etkinlik sahne ve gösteri sanatları yönetmenliği ve asıl olarak yönetmen yardımcısı ümit özdemir’in emekleriyle gerçekleşiyor. dikmen gürün’ün geçen yılki istifasından sonra (yanlış hatırlamıyorsam türkiye üniversiteleri tiyato şenliği afişi nedeniyle masonlukla itham edilmişti saçma sapan bir şekilde) yönetmenlik görevini devralan beyhan murphy önceliği klasik dansla direkt bağlantılı projelere verince alternatifleri ve özellikle tiyatro projelerini toparlamak da ümit özdemir’e kalmıştı. avrupa üniversiteleri tiyatro şenliği‘nin dolu salonları, kapılarda içeri girebilmek için bekleşen onlarca insan özdemir’in büyük bir projeyi başarıyla hayata geçirdiğinin kanıtı oldu. her ne kadar bazı yabancı katılımcılar fazla dolu olan programdan mızmızlık etse de 2010 ajansı’nın en başarılı etkinliği olduğu söylenebilir yılın ilk 6 ayında gerçekleşen.
istanbul’a yaz gelmişken "haydarpaşa garı’nda bahar"ı karşılamak
haydarpaşa garı’nda bahar semaver kumpanya’dan devlet tiyatroları’na, film gösterimlerinden performanslara kapsamlı bir içerik sunuyor. afiş her ne kadar “göç” temasının en klişe biçimde kasketli bir adamla gösterilmesine yer veriyorsa da ajans içindeki bürokratik yapının yaratıcılığın önündeki en büyük engel olduğunu hesaba katarak fazla eleştiri yapmıyor, sadece bir küçük “keşke…” diyoruz. internet üzerinde herhangi bir mecrada programına ulaşmayı başaramadık, keza afişine de. benerci kendini niçin öldürdü çok yıllar önce mehmet ulusoy’un efsanevi rejisi ve michel launay’nin muhteşem sahne tasarımı ile aziz nesin sahnesi’nde ağzımızı açık bırakmıştı. şimdi haydarpaşa garı’nda nasıl bir uygulama yapılacak, merak edilesi…
vagonlarda film gösterimleri, fırat kuşçu’nun doğaçlama işte geldim performansı, garın projeksiyonla giydirilmesi derken rengarenk bir 4 gün… bir yerlerinden yakalamalı…
bir not: haziran ayında yapılan bir etkinliğin “bahara hoşgeldin demek için” şeklinde lanse edilmesi ilginç. yazın sıcak günlerine çoktan girdik sanki?
Yorum Yapın