Kategori: oradan buradan

  • Yazmak, Yürümek ve Rayihalar Üstüne

    daldan dala atlayan ve daha başka birçok dala da atlayası olan bir yazı… Yazmanın hareket etmekle doğrudan bağlantılı olduğuna inananlardanım. Hemingway ayakta yazarmış. Virginia Woolf da. Murakami yazmayı maraton koşmaya benzetir, her iki pratiğin birbirlerine ne kadar benzediğinden, birbirlerini beslediğinden bahseder Koşmasaydım Yazamazdım kitabında. Ben ne ayakta yazıyorum ne de bir koşucuyum. Ama bilen bilir,…

  • Hatırlamamayı Seçmek

    ,

    Alnımda, iki kaşımın ortasında, yarım parmak sağa doğru bir çizgi var. Derin bir çizgi. Yıllar içinde derinleşti. Ona kas diyorum ben. Ağlama kası. Geçtiğimiz hafta en çok çalışan kas oldu. Eşyalar bana hatıralarıyla geliyorlar. Onları edindiğim anı, yanımda kimin olduğunu, nereden, nasıl aldığımı, neler konuştuğumuzu çoğunlukla hatırlıyorum. Sonra o eşyalara benimle oldukları günler, aylar, yıllar…

  • On bir paragrafta 2024 wrapped

    Ocak ayında ofisi taşımaktansa kapatmaya karar verdik. Ofisi boşaltma, çok sevdiğimiz çalışanlarımızla yolları ayırma çalışmaları başladı. Duygusal olarak yoğun bir dönemdi. En çok ofisi, ışığı çok seven dev saksı bitkilerine üzüldüm. Dağıtabildiğim kadar dağıttım, taşıyabildiğim kadar eve taşıdım. Ben onları seven tek kişiydim sanki, bensiz öksüz kalacaklarına, öleceklerine emindim. Sormaktan bile korktum benden sonra ne…

  • Dede, Şişman ve Prensesle Hayat / Kedilerimle Yatma Rutini

    Havalar soğumaya başladığında, kaloriferlerin henüz yanmadığı o ara mevsimde hemen hemen her sabah yatakta üç kedi tarafından çarmıha gerilmiş halde uyanıyorum. Bir tanesi (en yaşlı ve erkek olan) yüzüme, boynuma yakın bir yerde, mümkünse yorganın içinde; diğer ikisi (“kızlar” diyebiliriz kendilerine) iki bacağımın arasında ya da etrafında. Normalde sırt üstü uyumam ama beni bir şekilde…

  • “Gökyüzünde Tanrı Yok, Kuşlar Var”

    Geçen gün M., bir anda, doğayla iç içe geçirdiği kamp günlerinden sonra üstün bir güç olduğuna inanmaya başladığını söyledi. Hayatında hiç dindar olmamış, bir ara deizme yakın hissetmiş, sonra vazgeçmiş. Şimdiyse bir kelebeğin üstündeki mükemmel desenleri yakından gördüğü günden beri adına Tanrı demediği bir enerjiye, bir güce inandığını söylüyor. “Darwin bok yemiş, evrim fasa fiso”…