Kategori: güncel sanat
-
hafta sonu
bienal macerası: antrepo’daki kalabalıktan gözüm korktu, kaçtım. salt beyoğlu kalabalık görünüyordu, girmeye bile yeltenmedim. arter tam istediğim gibi sakindi. favorim ikinci kattaki basel abbas&ruanne abou-rahme işi oldu. bolaño ve godard’ı harmanlamasının, “haydut”luğa farklı kategorilerden, çeşitli kaynaklarla beslenen bakışlar sunmasının bunda büyük etkisi olduğu kesin. ali artun’un anne ben hıyar mıyım? yazısından etkilenmemeye çalışsam da şu…
Written by
-
Taiping Tianguo üzerine kısacık
Herkes Muhteşem Gatsby‘den bahsediyor ama benim aklım 24 Mayıs Cuma vizyona girecek olan Günlerin Köpüğü‘nde. Boris Vian gibi bir delinin başyapıtını ancak Michel Gondry gibi başka bir deli beyaz perdeye aktarabilirdi. Film hakkında çok iyi şeyler duydum ve izlemek için gerçekten sabırsızlanıyorum. Salt’taki Taiping Tianguo sergisini geçtiğimiz günlerde ziyaret ettim. Tehching Hsieh’nin bir yıllık performans dizilerinden 1981-82 arasında…
Written by
-
Hassan Khan’la ilk tanışma: Jewel
Salt Beyoğlu’nda insanın aklını başından alabilecek bir iş var şu sıralarda. Bu “iş” yüzünden, onu izlemeyi bırakıp da üst katlara çıkamadığımdan henüz serginin kalanına bakamadım. Methini duydunuz mu, yolunuzu düşürüp de baktınız mı bilmiyorum ama şiddetle tavsiye ediyorum. Hassan Khan’ın Jewel videosu beyninizden vurulmuşa dönmenize neden olacak. Çağdaş sanatın aslında biz sorgulayıcı, öküzün altında buzağı arayan büyükler…
Written by
-
depo’da yakın tarih ve popüler müziğin keyifli buluşması
yazmaya halim yok. “mahvolmuş” hissediyorum, istanbul havasını suçluyorum. güzel sergiler geçip giderken en azından fotoğrafları paylaşıp bakanlarda gitme arzusu uyandırayım dedim. depo’da roll, express ve bir+bir’den aşina olduğumuz derya bengi’nin küratörlüğünü yaptığı bir sergi var ki keyiften yerinizde duramayarak gezeceğinizi garanti ederim: uzayda bir elektrik hasıl oldu: 1960’larda müzikli türkiye. bir girdiniz mi 2-3 saatini rahat…
Written by
-
salt galata’da sergi ziyafeti
sezon açıldı, yepyeni sergiler var istanbul’un dört bir yanında. hafta sonu bunlardan birkaçına göz gezdirdik ve epey mutlu olduk eski dostum b. ile. bu arada geçmişten bir gün çalmış gibi de hissettik, iyi oldu. tek sorun, şimdilik, ara verdiğimizde karşılıklı sessiz oturup kitap okuyacak sakin bir kafe bulamamamız. bir zamanlar galatasaray’daki koyu kahve üssümüzdü, meğer…
Written by