Yazar: Y.

  • picco – philip koch

    ,

    sabah sabah izlemekle büyük hata yaptığımız film. festivalde izlediğim filmler arasında haneke’nin benny’s video filminden beri en rahatsız edici film. bir yeni yetme hapishanesinde güçlü olmak, hayatta kalmakla ilgili insana acı veren bir film. genç erkeklerin testesteron oranı yüksek, saldırgan, sperm kokulu dünyası. izlerken sinema salonundan kaçmak istediğim film. ve kimsenin yerinden kıpırdamadan izlemeye devam…

  • l’intrus – claire denis

    iDANS 4’te sarah vanhee’nin az biraz sıkıcı, fazla lakırdılı ve anlamsızca felsefî me and my stranger performansını izlediğimizden beri aklımıza takılmıştı jean-luc nancy ve claire denis’nin onunla ilgili filmleri. performansta yer verilen vers nancy filmiyle karıştırıp l’intrus filmine hemen bilet aldık. ve daha ilk sahneden anladık ki bu, bahsi geçen diğer filmdi ama vers nancy değildi. l’intrus…

  • enter the void – gaspard noé

    rahatsız edici filmlerine bir yenisini daha eklemiş gaspard noé. uzun zamandır ulaşmaya çalıştığımız enter the void sonunda ağımıza düştü ve bir an önce izledik. ama ne yazık ki noé bu sefer kendisine hakim olmayı başaramamış, uzattıkça uzatmış ve iç bayıcı bir yere götürmüş elindeki parlak hikayeyi. yok, aslında hikayede öyle büyük bir parıltı yok. bütün…

  • nenette et boni – claire denis

    ,

    denis’den bir ergenlik hikayesi. eski bir film olduğundan belki, beyoğlu sineması’nın salonu neredeyse boştu. festival daha çok yeni filmlerin yakalandığı bir platform gibi görünüyor. oysa denis’nin filmlerini bulmak hiç de kolay değil normal şartlarda… marsilya’yı mesken tutan denis, aşina olduğumuz oyuncularla bizi iki kardeşin hayatına götürüyor. öfkeli ve naif bir hikaye…

  • başka bir yerde çok zor yaşamlar

    ,

    bela tarr’ın 2011 berlin gümüş ayı ödüllü filmi torino atı sinemaya doymamı sağladı bugün. bir kez daha festivali neden sevdiğimi hatırladım.festivali sevme sebeplerimden biri atlas pasajı’nın içine doğru uzayan bilet kuyruğu. sıra gelmeyeceğini bile bile bekleyen insanları görmek sinemaya olan inancımı artırıyor (ne yazık ki tiyatro-dans konusunda bu inanca çok da sahip olduğum söylenemez). atlas…