Yazar: Y.

  • yorumsuz yorum

    dün (29 nisan 2012) akşamüstü 5 sıralarında nişantaşı’nda yürüyoruz. kornalara basa basa bir araba konvoyu geliyor. kim bunlar, ne yapıyorlar diye anlamaya çalışırken az ilerimizdeki arabanın arka camı açılıyor, kaldırımın kenarına bir tutam beyaz kağıt çöp gibi atılıyor. bakıyoruz, bu insanların camdan çıkardıkları küçük yuvarlak pankartlarda “şehir tiyatroları yok edilemez” yazıyor. yere çöp gibi attıkları…

  • endişe angst anxiété

    türk tiyatrosu için endişeliyim.istanbul’daki müzik sahnesine bakıyorum, ışıltılı. görsel sanatlar sahnesi kıpırtılı. çağdaş dans belki burada ses çıkarmıyor ama yurtdışına bir gel-git var.peki ya tiyatro? dün akşam tiyatro boğaziçi’nin eleni’den mektuplar oyununa gittik. buraya daha önce yazdığım dot ve mekan artı eleştirilerini direkt geri almak istedim salondan çıkmayı başardığımda. artık türkiye’de eleştirmenlerin, seyircilerin dot oyunlarını…

  • salt galata’da iki sergi

    nisan ayının ilk günlerinde salt galata’da edebiyatla azıcık ilgilenenleri heyecanlandırma olasılığı yüksek bir sergi açıldı: tercüme eden. suna kafadar, charles arsène-henry ve shumon basar tarafından gerçekleştirilen sergide sevim burak’tan david pearce’a, murat uyurkulak’tan tom mccarthy ve evliya çelebi’ye 14 yazardan seçilmiş metinler “ses”leriyle buluşuyor, bizi salt galata’nın beyaz mermerleri arasından alıp bahsettikleri şehirlerde kısa gezintilere…

  • brasil brasil diye diye

    çok uzak (gidiş 14, dönüş 12 saat), bana hissettirdikleri açısındansa fazla yakın, sarı-yeşil ülke brezilya’ya defalarca gidemedikten sonra bu sefer kaçırmama imkan yoktu. tüm işler ayarlandı, yolculuk öncesindeki hafta fazladan çalışıldı, stres dolu günlerin acısı nasılsa uçakta çıkar denildi. haksız değilmişim, 14 saat üç film izlemek, birkaç saat kestirmek ve kitap okumak için yeterli oldu.…

  • sao paulo – çok yakında!

    az gittim uz gittim.dere tepe düz gittim. ve hatta gittim,geldim. sıcak bir ülkeden notlar, izlenimler çok yakında…