Yazar: Y.
-
Kamusal sanat derken?
Sabah Faik Paşa Caddesi’nden işe doğru yürürken her ay birkaç kez karşıma çıkan yaşlı eskici geçti yanımdan. Üstünde birkaç parça biçimsiz eşyanın durduğu tekerlekli tezgahını çok ağır adımlarla itiyordu. Mahallemizin dik yokuşlarında bu tezgahla nasıl başa çıktığını düşündüm. En aşağı 70 yaşında olmalı, ayağında büyük ihtimalle birilerinin verdiği ya da bir çöpün yanında bulduğu ve…
Written by
-
İstanbul’dan Ceramic Dog Geçti
İstanbul müzik açısından dünyanın en hareketli kentlerinden biri olma yolunda ilerliyor. Salon olsun Babylon olsun, her daim düzenlenen festivaller olsun belli bir kitlenin müzik ve onunla direkt bağlantılı sosyalleşme açlığı/ihtiyacı gideriliyor. Biz caz severler bundan her zaman nasibimizi alamıyoruz elbette. Ne de olsa New Orleans gibi sonsuz seçenek olan bir yerde yaşamıyoruz; ama bunun tek…
Written by
-
Bond, James Bond
James Bond çılgınlığına giriş yapmış bulunuyorum. Skyfall sinemada izlediğim ilk James Bond filmi olmasının yanında, televizyonda karşılaşıp da izlediğim – yaklaşık altı yıldır televizyonum olmadığına göre epey zaman geçmiş üstünden – ve bende pek bir iz bırakmamış gibi görünen Bond filmlerinden sonra kendi isteğimle gidip izlediğim ilk Bond filmi oldu. Bond ile ilişkimi sanırım eskisi gibi “çekimser”…
Written by
-
Dırdır haller
Görünürlük Projesi benim için pek iç açıcı başlamadı. Oturup uzun uzadıya yazasım yok ama neden performans alanında üreten bazı sanatçılarımız basit fikirler üstünden ilerlemiyor, onlara sunulan mekanı kullanmıyor, zaten sahip oldukları “kendi”likleri içinde kaybolan, seyirciye hiçbir şey geçiremeyen işler ortaya koyuyorlar anlamıyorum. Dış görünüş, kostümler, saç, makyaj sunumun küçücük bir parçası ve onlarla oynayarak geçen…
Written by