Korkunç Amerika

Son günlerde izlemem gereken, izlemek istediğim onca filmi bir kenara koyup kendimi American Horror Story dizisine teslim ettim. İlk sezonu geçen sene yayınlanan, bu sene herkesin merakla ikinci sezonunu takip ettiği dizi bizim evde daha yeni keşfedildi. İzleyenler anlayacaktır, keşfeder etmez tüm sezonu bitirmeden duramadık. Rosemary’s Baby‘den (Roman Polanski) Shining‘e (Stanley Kubrick) , oradan Kill Bill‘e (Quentin Tarantino) sinema sanatına selamlarla dolu olan bu dizi Lars Von Trier’in Riget‘inden beri doyasıya korkamayan bünyemi tatmin etmeyi başardı. Halen Udo Kier’in canlandırdığı kadar korkunç bir bebekle karşılaşmış olmasak da American Horror Story Ryan Murphy’nin ne dahi bir yapımcı olduğunu bize hatırlattı. Murphy’nin Brian Falchuk ile birlikte yarattığı dizi Nip/Tuck‘ın korkunç seri katili Carver’a da atıfta bulunmayı ihmal etmedi kurbanlarının yüzüne bıçak darbelerinden oluşan gülücükler yerleştirerek.

American Horror Story‘nin ikinci sezona geçmek için sabırsızlanıyorum. Hem tüm diziyi bir an önce izleyip rafa kaldırmakta fayda var, yoksa insanın aklı çok fena geride kalıyor.