türkiye’nin tek çağdaş dans festivali iDANS’ı dün anna mendelssohn’un cry me a river ve geumhyung jeong’un oil pressure vibrator performanslarıyla açtım. performanslardan önce şu bizim “dans camiası”ndan bahsedesim var.
iDANS bu sene geçen seneki gibi büyük bir açılış yapmadı. ben de festivali ilk gününden değil, iki performansın arka arkaya sunulduğu ikinci gecesinden itibaren takip etmeye başladım. garajistanbul’un yanılmıyorsam 140-150 kişilik salonu her iki gösteride de tam dolu değildi. duyduğum kadarıyla ilk gece daha da az seyirci varmış.
biz daha çok performans olsun diye bir taraflarımızı yırtan, sezon içinde mumla izleyecek şey arayanlar bu kadar az mıyız yani?
bir garajistanbul’u iki gece hınca hınç dolduracak, kapıda küçük de olsa bir kuyruk oluşturacak, “yer bulabilicek miyim acaba?” endişesi yaşayacak kadar büyümedik mi henüz? iDANS’ın altıncı senesinde halen tıklım tıklım bir salonu ancak çok popüler isimlerde (örneğin william kentridge) ya da yerli topluluklarda (örneğin taldans) görmek çok acı bir durum.
dün akşamki performanslara gelirsek…
avusturyalı sanatçı anna mendelssohn’un küresel ısınma odaklı sunum-performansı cry me a river tek konuşmacısı olan bir iklim konferansını sahneye taşıyor. mendelssohn çok ağladığı bir dönemde radyoda eriyen buzullarla ilgili haberler duyup bunları birleştirmeyi düşündüğünden bahsediyor iDANS blogundaki söyleşide. iklim değişiklikleri, buzullar, inuitler, kutuplar… mendelssohn’un performansı, ağlaması, inip çıkan ruh hallerini yansıtması tekniği sonuna kadar kullansa da iyi güzeldi de bize küresel ısınmayı durdurmak için yapabileceğimiz 12 şeyden bahsettiği kısım fazlasıyla didaktik geldi bana. ironik bulanlar olmuş, tüm performans, bahsettiği her şey, bunlara bu kadar üzülmesi hep ironikti diyenlere röportajı okumalarını tavsiye ediyorum çünkü oradan anladığım kadarıyla hiç de ironik değil. mendelssohn hakkında çok da bilgi sahibi olmadığı bir konuyla ilgili bir şeyler yapmak istemiş, küresel ısınma konusuna odaklanmayı karar vermiş ve bu uzun monolog metni yazmış. neredeyse sokaktaki çocuğun bilebileceği 12 kuralı (geri dönüşüm, ışıkları kapamak, diş fırçalarken musluğu kapamak…) karşımızda şirin olmaya çalışan bir öğretmen edasıyla okumasından, karşısında bu kadar baside indirgeniyor olmaktan biraz rahatsız oldum doğrusu.
gecenin ikinci performansı oil pressure vibrator‘la ilgili söylenecek çok bir şeyim yok. bence çok iyi bir video çalışması olur ama sahnedeki yerini göremedim. koreli sanatçı zaten bir kukla sanatçısıymış ve videolarda gösterdiği sahneler kendi kukla performanslarına ait. ya bu performansları kanlı canlı izleseydik sahnede, ya da bu iş toptan bir video yerleştirmesi olsaydı, kulaklıklarımızı takıp karanlık bir odada bir hermafroditin gizemli seks günlüğüne dalsaydık.
bu akşam ve yarın akşam haliç kongre merkezi’nde rimini protokoll’ün radio muezzin‘i var. büyük bir kalabalık hayal ediyorum, gerçek olur mu acaba?


Yorum Yapın