bu ara dizilere sardık yine. her zamanki gibi bbc dizileri, evdeki “british invasion” hiç bitmeyecek gibi görünüyor.
haftalardır projektörümüzü meşgul eden dizi downton abbey sonunda bir süreliğine araya girdi de rahatladık. titanik’in batmasıyla başlayan dizi, birinci dünya savaşı’nı bitirdi, hızla ikinci dünya savaşı’na ilerliyor. olaylar soylu bir aile ve yanlarında çalışan hizmetkarlar ekseninde dönüyor. ishiguro’nun the remains of the day kitabını okuyanlar, james ivory’nin kitaptan uyarladığı filmi izleyenler eminim downton abbey‘den de hoşlanacaktır. favori karakterime gelirsek elbette harry potter’da da hayran olduğum maggie smith. yaşlılığı ve yüzündeki herbir çizgi ona ve canlandırdığı karakterlere o kadar yakışıyor ki…
son 3-4 gündür takıldığımız dizi ise ağımıza yeni düşen sherlock. sir arthur conan doyle’un 4 roman ve 56 öyküdeki baş karakteri sherlock holmes dizinin de başrolünde. aslında dizi conan doyle’un eserlerinin modern bir televizyon uyarlaması denebilir. her bölüm yaklaşık 1,5 saat sürüyor, bir dizi için biraz fazla uzun ama kendini izletiyor. londra sokaklarında gizemli cinayetleri çözmek için neredeyse sadece gözlem yeteneğini kullanan sherlock holmes değme csi dizisinin eli silahlı, kaslı karakterine taş çıkartır.
evimize son giren filme gelirsek, my son the fanatic yine bir salman rushdie’ye (midnight’s children) gömülen benim için oldukça eğlenceli oldu, her ne kadar hintliler yerine pakileri konu edinse de. 1997 yapımı udayan prasad filmi hanif kureishi’nin bir kısa öyküsünden uyarlanmış. başrollerde om puri ve rachel griffiths var. dünya nimetlerine sırtını dönüp dinci fanatiklere karışan oğlunu kurtarmaya çalışan, bettina adlı hayat kadınına aşık bir taksi şoförünü anlatan film hem hikayesi hem de müzikleriyle bizi çok sevindirdi. güzel bir sürpriz :)



Yorum Yapın