homo novus – riga / 2

hiçbir şey yapmamanın fincesi: ten journeys to a place where nothing happens.


riga’nın soğuk ve yağmurlu sokaklarında hızlı adımlarla performans çadırının içinde gizlendiği esplanade parkı’nı arıyoruz. kocaman bir park, küçücük yeşilimtrak bir çadır. daha performansın başlamasına yarım saat var parka ulaştığımızda, bulamayacağımızı sanmıştık ama çok kolaymış aslında. çadırın pencerelerinden içeriye bakıyoruz, girme umudumuz yok pek. ve tam bu sırada juha dışarı çıkıp içeri girebileceğimizi söylüyor. ayaklarım sırılsıklam, istanbul’un sıcak havasını arkamda bırakarak gittiğim bu soğuk avrupa kentlerinde bir türlü doğru kıyafetleri yanımda bulunduramıyorum. juha’nın ilk cümlesi “kendini halen yaz mevsiminde sananlar var!” oluyor, nereden bilecek ki 30 derecelik istanbul’dan geldiğimi… üstünde durmuyoruz, taito pankekleri yapmaya başlamış bile. hemen kahve ve şekerli pankek servisi geliyor juha’dan. bu performansın alamet-i fahrikası bu: çadır, iki sallanan sandalye, pankek yapan bir taito, günlüklerini okuyan, ortamı “fince” şiirselleştiren, tüm seyircileri kahve ve pankek servisiyle mutlu eden juha. çabucak ısınıyoruz. ısınmamızla çadırın ağzına kadar dolması bir oluyor. iyi ki erken gelmişiz, yoksa kesin geri çevrilecekmişiz diyoruz. pankek kokuları, bir çadır dolusu insanın solukları, her şey birbirine karışıyor, neredeyse içeride yağmur yağacak performans bittiğinde…

evet ten journeys to a place where nothing happens juha valkeapää & taito hoffrén’in biraz müzik, biraz video, bolca pankek ve kahve eşliğinde kendi hikayelerini anlattıkları bir performans. finlandiya’da bayıla bayıla izlenmekteymiş. riga’da da oldukça beğenildiği kesin. sonraki duraklardan biri aralık ayında münih’teki spielart festivali. finlandiyalılar’ı pek tanımıyorum, “hiçbir şey yapmamak”tan tam olarak ne anladıklarını bilmiyorum ve kesinlikle onları bu performansla genelleştirmek, yargılamak istemiyorum. nitekim juha ve taito’nun bizleri 1,5 saat boyunca sıkışık bir çadıra tıkmalarından, tüm o pankek kokusunun hepimizin içine işlemesinden, “hiçbir şey” yapmamanın şiirselliğinin yanına bile yanaşılmamış olmasından hiç hoşlanmadım. bu deneyimi yaşamak istiyorsanız, büyük bir çadır yakalamaya ve rahat bir yer seçmeye dikkat edin. ama zaten istanbul’a gelmelerinin pek mümkün olduğunu da sanmıyorum…

Comments

“homo novus – riga / 2” için bir cevap

  1. Anonymous Avatar
    Anonymous

    Sanatcilar pancake cok seviyor anlasilan!

Yorum Yapın