geç de olsa hayaka artı

çukurcuma caddesi’nde aylardır önünden geçtiğimiz, orada bir galeri olduğunu yeni fark ettiğimiz, orhan pamuk’un bordo boyalı masumiyet müzesi’nin tam karşısına denk gelen bir galeri ve/ya sanat platformu keşfettik: hayaka artı.
tophane ana caddedeki galerilere göre ara sokakta kaldığından belki, belki de vitrin tarzı bir alanı olmadığından ve direkt içine düşüldüğünden, onlar kadar görünür değil ama onlardan çok daha fazla sokakla bütünleşik.

içeride görevli arkadaşın anlattıklarına göre uzun zamandır mahalle çocuklarıyla atölyeler yapıyorlarmış. şu anki sergi güncelle! ise derya yücel küratörlüğünde arayüz-galeri sitesine yüklenen eserlerden oluşturulan bir seçki. mekan sadeliği, girintili çıkıntılı alanıyla hoş olsa da içini dolduran işler çok etkileyici sayılmaz. sergide yer alacak eserleri sadece web sitesinde oluşturulan profiller üstünden seçen ve mekana gelene kadar yakından görmeyen derya yücel bazı bazı hayal kırıklığına uğramış diye duyduk.

bundan sonrası için plan, mekanın bir bölümünü, mahalle çocuklarından gelen yoğun istek üzerine, sürekli atölye çalışmalarına ayırmak, kalan kısmı ise sergiler için kullanmakmış. beyoğlu’nun kalbinin attığı ana caddelerin kıyısındaki bu mahallelerde hala çamaşırlarını balkona asan, aşağıya sepet sarkıtıp bakkala bağıran, camdan cama birbirlerine seslenip sohbet eden kadınları, arabaların geçmesini bekleyip sokaklarda top oynamaya çalışan, (ne yazık ki) kedilerin kuyruklarına teneke bağlayan çocukları, cami musluğunun suyuyla kirlilerini yıkayan evsizleri, onların etrafında dolanan yarı kirli yarı temiz sadık köpekleri, aralarında antika ya da tasarım giysi dükkanlarının önünde oturup şık saksılardaki sardunyalarını sulayan, güneşin altında kışın solgunluğundan sıyrılmaya çalışan ya da aralarından güneş gözlüklerimizle geçen bizleri düşününce… buralarda olmak, buraları solumak, aynı sokaktan her geçişte farklı bir yer keşfetmek güzel şey.

Comments

Yorum Yapın