avrupa’nın en güzel kentlerinden birinde, dopdolu bir haftasonu geçirdim. ortasından büyülü bir nehrin geçtiği, salkım söğütlerin yeni yeni yeşermekte olan dallarının nehre doğru aktığı bu kentte insanlar huzurlu, sokaklar keşfedilmeye hazır ve her yer rengarenk.
ljubljana bu yıl çağdaş dansın başkenti olarak nitelendirilebilecek kadar yoğun bir temponun içinde. geçen ay sloven dans platformu, geçen haftasonu aerowaves spring forward derken yaklaşık üç hafta sonra da exodos festivali ile birlikte balkan dans platformu ljubljana’yı hareketle dolduracak.
haftasonu boyunca 21 gösteri izleme fırsatı bulduğum aerowaves spring forward festivali genç koreograflarla tanışmak için bulunmaz bir fırsattı. avrupa’nın dört bir yanından seçilen 15-40 dakika arasındaki eserlerden oluşan program, ljubljana’daki beş tiyatro arasında bol koşturmalı üç gün geçirmemizi sağladı.
izlediğim bir sürü güzel şey olduysa da festivalin yıldızı kesinlikle public in private’ın alleges adlı uçuk kaçık çalışmasıydı. berlin’de yaşayan fransız clément layes’nin yaklaşık 35 dakikalık oyunu bizi çağdaş bir küçük prens ile tanıştırdı. kendisine su dolu plastik şişeler, kova, bir küçük çalı (çiçek), bez, masa, kara tahta, bardaklar, müziği ve ışığı ayrı ayrı yöneten birer hareket ile küçük ama bol ifadeli bir dünya kuran clément layes, izleyenleri kendi gezegenindeki anlam dünyasında bir geziye çıkardı.
sahnede bulunduğu hemen hemen tüm süreyi kafasında bir bardakla, onu düşürmemeye çalışarak geçiren clément, sınırlı hareket alanına sahip olsa da, bizleri merakta tutmayı, şaşırtmayı ve çok eğlendirmeyi başardı. kafasındaki bardağı çeşitli şekillerde suyla doldurarak küçük çalısını sulamak en önemli amacı gibi görünse de, oyunun sonunda anladık ki sahnede bulunan her şey başka bir şeyi temsil ediyordu. şimdi neyin ne olduğunu yazıp performansı olur da bir gün izlerseniz mükemmel bir okuma yapmanızı sağlayabilirim. ama clément bunu isteseydi, içerik sırasıyla oynayıp yapabilirdi ve yapmadığına göre bunu kesinlikle gizli tutmakta fayda var. berlin’i mesken tutan public in private ile ilgili daha fazla bilgiye buradan ulaşılabilir.
ljubljana güzel kent. tüm kenti şekillendiren ljubljanica nehri’nin bir yakasında pazar hariç her gün kurulan pazar yerinde organik meyve-sebzeden çiçeğe, ekmek çeşitlerinden küçük hediyelik eşyalara bir sürü şeyi uygun fiyata bulmak mümkün. güneşli bir günde ya da yağmurlu bir sabahta, otelden nehre doğru kıvrılıp iki kıyıyı birbirine bağlayan köprülerden birinin üstünde durmak ve pazar yerinin renklerine, seslerine dalmak güne güzel bir başlangıç yapmayı sağlıyor. nehrin etrafına dizilmiş kafeler, çulsuzlar için hemen nehrin üstüne yapılmış tribüne benzeyen korunaklı “beleş tepe”ler, dar sokaklarda göze çarpan kitapçılar, antikacılar ve kente tepeden bakan kale ljubljana’da daha keşfedecek bir sürü şey olduğunun göstergesi. sokaklarında telaşsız yitişler yaşadığım kentte bir anda önüme çıkan jan fabre sergisi de ayrı bir hoşluk oldu. exodos festivali ve balkan dans platformu seçkilerinde seçici kurul başkanlığı yapan jan fabre’ı her yerde görmek mümkün. benim denk geldiğim iki kata yayılmış zengin sergi de fabre’ın sahne işleriyle ilgili kendi düşüncelerine, çizimlerine, maketlerine, fotoğraflara, videolara yer vermesi nedeniyle çok ilginçti. avrupa’nın kötü çağdaş sahne mekanlarıyla dolu olduğunu, bir türlü hayalindeki o mükemmel sahneyi bulamadığını söyleyen fabre çareyi kendi eserleri için ideal olduğunu düşündüğü mekanın modellemesini yapmakta bulmuş.
bir “yürüyüş festivali” olma iddiasındaki aerowaves spring forward boyunca kentin çeşitli yerlerine dağılmış mekanlar ve otel arasında, kimi zaman bir rehber eşliğinde, kimi zaman haritaya gömülü bir şekilde hep yürüdük. festivalin ilk günü mathilde monnier’nin pavlova 3′ 23” koreografisi ve spring forward programı arasında kısa bir kararsızlık anı yaşasak da, son kararımızı hep gençlerden yana kullandık. her yıl avrupa’nın farklı bir “yürümeye elverişli” kentinde, yaz saatine geçilen günlerde düzenlenecek olan spring forward kariyerinin başındaki gençleri keşfetmek, mükemmel koreografiler olmasa da ilginç fikirler izlemek için iyi bir platform. bundan sonra bakalım nerede, nasıl çıkacak karşımıza…


Yorum Yapın