aslı bostancı denince tuğçe tuna ve remdans geliyor aklıma ilk olarak. aslı, panic in the zoo ile bundan ibaret olmadığını geçen haftasonu gösterdi bize. panic in the zoo 3-4 mart’ta kaçıranlar için tekrar garajistanbul sahnesinde olacak. 2010 yılında frankfurt’ta yaratılan eserin, istanbul’a ulaşması epey uzun zaman aldı. malum sebepler uzun bir liste, bambaşka bir yazının konusu…
panic in the zoo başka bir dünyaya davet ediyor seyirciyi. naif, biraz fazla heyecanlı, az biraz histerik bir genç kadının renkli, uçucu hayâl dünyasına. hayâl o ki hayvanların vejetaryen oldukları bir orman varmış. orman, aslanın kanın tadına varması, bunu kaplanla paylaşması ve kan kokusunu takip eden hayvanların ortalığı birbirine katmasıyla kaosa sürükleniyor. umut sürel’in canlandırdığı kırmızı ayı kafalı adam (nature theater of oklahoma’nın romeo&juliet uyarlamasındaki tavuğu ya da eski bir travis klibindeki yumurta kafalı adamı anımsattı bana) beden diliyle sahnenin bambaşka bir dünya olduğu hissini destekliyor.
aslı’nın sahnede kurduğu bu büyülü dünya görsel olarak çok etkileyici olsa da, bu sadece görsellik üstüne kurulu bir koreografi çalışması değil. öyle olunca da ne yazık ki metindeki eksiklikler, hikayedeki bağlantı kopuklukları daha belirgin oluyor. simler, tüyler, kırmızı ayı kafaları, beyaz çoraplı, kırılgan sesli güzel kadın sürükleyici olsa da, hikaye tam değil. esnemelerimiz, sandalyemizde kıpırdanmalarımız tam da buralara denk geliyor, bazı bölümler skeçten ibaret kalıyor. hikaye anlatan olarak oyuna başlayan aslı’nın anlattıkları, sözleri bazı bazı neredeyse anlaşılmaz oluyor, görsellik ön plana geçtiğindeyse hikaye sanki yitip gidiyor. sahne kullanımı, müzikler, ışıklar, dekor, kostüm başarılı. bağlantılar üstüneyse daha çok çalışılması gerektiği kesin.
özellikle ilk 10 dakikasındaki orman hikayesini ve dilini çok sevdiğim, beni aslı’nın rüyasına davet eden panic in the zoo kendi içindeki kopukluklara rağmen ileride ilginç işlerini izleyeceğimiz genç bir koreografla tanıştırdı beni. iyi bir seyirci, takipçi daha yolun başından keşifler yapmayı başarandır. takip edilesilerden birinin de aslı bostancı olduğu, bence, kesin.

Yorum Yapın