beklentileriniz yüksek olduğunda ne görseniz beğenmeme ihtimaliniz de o kadar yüksek oluyor. darren aronofsky ile derin ilişkim pi‘yi üç, requiem for a dream‘i beş defa izlemek üstüne kuruluyken ve ardından gelen en son filmi de (the wrestler) çoğu insanın tersine oldukça beğenmişken (özellikle karakteri bir belgesel çekiyormuşçasına sürekli arkadan izlemesi) black swan‘dan çok daha fazlasını bekliyordum. nedense?!
nereden duyduysak, natalie portman ve winona ryder’ı birlikte izleyeceğimizi düşünüyorduk. meğer winona girl interrupted‘taki küçük rolünü anımsatan, “zorunlu/erken emekli”, kafayı bozmuş bir balerini canlandırıyormuş sadece ve şöyle bir göründü, o kadar. onun dışında natalie portman’a doyduk diyebilirim.
zayıf karakterleri sevmem. sarışın olmayan aptalları hele hiç sevmem. natalie portman’ın canlandırdığı nina karakteri ne yazık ki hem fazlasıyla zayıftı (fiziksel ve ruhsal olarak), hem de tam bir akıl hastası. bale dünyasının acımasızlığı dillere destandır, ama azıcık aklı olan bir insanın bunun dışına çıkabileceğine, kendini hırs okyanusununa kurban etmeyeceğine eminim.
bu arada izleyenler fark etmiştir, black swan hem konu, hem baş karakter açısından michael powell’ın the red shoes filmine ne kadar da benziyor. tesadüf herhalde…
ne yazık ki tüm gerilimi nina’nın mükemmeliyetçiliği ve bedeniyle alıp veremedikleri üstüne kurulu olan filmde, karakterin karın ağrılarından biraz olsun uzaklaşıp çekimlere, sahnelere bakamadım. aronofsky, the wrestler‘da seyircisine bahşettiği dinlenme, nefes alma anlarını bu filme koymamıştı. durum böyle olunca, ister istemez, bana da nina gibi kendimi parçalamaktan, oramı buramı kanatmaktan başka şey düşmedi.
black swan – darren aronofsky
Comments
“black swan – darren aronofsky” için 3 cevap
-
Aslında balenin sadece bir araç olduğu, filmin kızın baskıcı annesinin ve ortaya çıkaramadığı cinselliğinin üzerine kurulu olduğunu görmek gerekiyor. Brian De Palma'nın “Carrie” filminden bu yana çok fazla işlenmemiş basit bir konu etkili bir şekilde anlatılmış bence, bu yorum biraz yüzeysel kaçıyor.
-
bale bir araç, evet, ama, bence, aynı zamanda bir sebep film boyunca. annenin o hale gelmesinin sebebi kendisinin de eski bir balerin olması. kızın cinselliğini ortaya çıkaramamasının sebebi de bale yüzünden içinde olduğu disiplin üstüne kurulu dünya.
sanırım filmleri çok derinlemesine didiklemeyi sevmiyorum, yüzeysellikte haklı olabilirsiniz :)
ya da belki de sadece natalie portman antipatisidir didiklemememe sebep… -
Annenin eski “başarısız” bir balerin olması, kendi hayallerini onun üzerinde gerçekleştirmek isterken bir yandan da onun başarılı olmasını istememesi ( resim yaparken ağladığı sahne, kızına dev pastayı yedirmeye zorlaması sanki kızına hamile kaldığı için kariyeri sona ermiş numarası çekmesi) bana hep bale üzerinden anne kız ilişkisi gibi geldi. Bale zor bir meslek katılıyorum. Hatta bir zamanlar en zor meslekler sıralamasında maden işçiliğinden sonra mı geliyordu, öyle bir şey hatırlıyorum. Ama burada kızın şizofren oluşunda annesinin daha büyük etkisi var.

Yorum Yapın