yanaş yanaş nereye kadar?

“yandaş medya” denince eskiden, muhafazakâr partiler döneminde yani, vakit, yeni şafak, zaman, akit gibi gazeteler gelirdi aklımıza. şimdilerde sınırlar öylesine muğlaklaştı ki neyin nerede durduğunu, kimin kimden olduğunu anlamak çok güç. dünyanın küreselleşmesinden bahsederken hepimiz birden toptan küreselleştik (hem fiziksel hem de düşünsel olarak).
29 ekim resepsiyonu sonrası gazetelere göz atarken aklıma yığınla şey geldi. ama en ilham verici olan şüphesiz nur çintay’ın sabah’ın pazar ekindeki haberi oldu. kısaca hayrünnisa gül’ün ne kadar muhteşem bir “first lady” olduğu, köşkü çevirmedeki becerileri sıralanmıştı iki tam sayfada. ama asıl can alıcı (en azımdan benim canımı aldığı kesin) cümle hayrünnisa hanım’ın, gerçekte, televizyonda ve fotoğraflarda göründüğünden iki beden küçük olduğu idi. gözlerime inanamadım, saklıyorum. gelecekte neler olacağı belli olmaz, sonumuz hayra alamet görünmüyor, yalakalığın en hoş kanıtı olarak saklamaya devam edeceğim.
nur çintay radikal’den ayrılanlardan. her ne kadar gazetelerle aram çok iyi olmasa da, yeni boyunun hürmetine radikal’i takip ettik bir hafta kadar. sonra fark ettim ki “kılık değiştirmiş yandaş medya”nın alası radikal (taraf, sabah gibi gazeteleri bu kategorinin dışında tutuyorum çünkü, bence, yandaşlıkları gayet açık ve net). tasavvufçu elif şafak’ın fethullahçı ve elbette ikinci cumhuriyetçi eşi eyüp can koca puntolu, bol fotoğraflı, küçük boy bir gazeteyle sözde yeni medya olduklarını iddia ediyor, resmen göz boyuyor. eve giren son sayıda liseli çocukları toplamışlar, türbanla, kürtlerle ilgili sorular soruyorlar, sonra da hoşgörülü yeni nesilden bahsediyorlar. evet maalasef körlük derecesinde hoşgörülü bir yeni nesille karşı karşıyayız. bizim dönemimizin apolitikliğinden sonra olacağı buydu zaten değil mi? son 10-15 yıldır olduğu gibi, yaşayarak görmekten başka çaremiz yok.

Comments

Yorum Yapın