dün akşam transit istanbul arte istanbul sanat merkezi‘ndeki bir kokteylle açıldı. öncelikle arte’nin görülmeye değer bir yer olduğu kesin. daha önce cpm istanbul‘un ofis olarak kullandığı tercüman çıkmazı’nın en ucundaki muhteşem bahçeli iki katlı bina bir sanat merkezine dönüştürülmüş. bahçede heykeller, girişte ve ikinci katta resim-heykel sergileri mevcut. şu anda mehmet güleryüz’ün bir sergisi var mekanda…
kokteyl transit istanbul müdavimlerinden bir performans ile başladı. perküsyonist florent merlet doğaçlamada inanılmaz başarılı. müziğini beden hareketleriyle birleştirerek harikalar yaratıyor. aynı zamanda sainte pulchérie fransız lisesi’nde bilgisayar öğretmeni olan florent’ı geçen seneki transit’ten sonra bir şebnem yüksel’in arada bir işinde seyretmiştim. danstan bağımsız olarak müzik alanında tam olarak neler yaptığını bilmiyorum ama iyi ki istanbul’da ve arada bir denk geliyoruz.
kokteylin ikinci performansı piyanist mike vargas’tan geldi. vargas yapılandırılmış doğaçlamaları ile 20-25 dakika kadar bizimle kaldı. mekanın taş duvarlarından mı, ahşap parkelerinden mi, sokaktan gelen çocuk ve seyyar satıcı seslerinden mi bilmiyorum, beni çok düşündüren bir süreç oldu.

doğaçlamayı seviyorum, bir oyun gibi. kimi zaman kurallar koyuyorlar (yapılandırılmış doğaçlama), kimi zaman tamamen serbest bırakıyorlar her şeyi. performansçıların birbirlerini nasıl takip ettiklerini, neyi nasıl görüp nereye bağladıklarını izlemek, ayak izlerini takip etmeye çalışmak hoşuma gidiyor. puzzle’ın parçalarını biraraya getirmeye çalışıyorlar ve bu puzzle’da “doğru” diye bir şey yok, her şey mümkün.
yıllar önce istanbul’da sıradışı bir grup rhythm&mood orchestra da bir butch morris tekniğini (conduction) takip ederek “yönetilen doğaçlama” ile uğraşıyordu. “yönetilen doğaçlama”da esas, morris’in kurduğu hareket alfabesi ve onun etrafında biçimlenen müzik. rhythm&mood orchestra morris’in bilgi üniversitesi’nde asistanlığını yapmış olan murat opus önderliğinde yola çıktı, maalesef çok da uzun süre tutunamadı. umarım opus projeyi tekrar ayağa kaldırma planları yapıyordur…
dün akşama dönüp şu burs konusunda bir küçük düzeltme yapmak istiyorum: defne’den verilen bursun 3 kişi arasında bölüştürüldüğünü öğrendim.
bir not daha: tütün deposu’nda eylül ayında çok büyük bir sergi gerçekleşecekmiş, küratör ise görsel sanatların yaramazı halil altındere. depo’nun bütün binalarının, katlarının, herbir köşesinin itinayla kullanılacağı sergi ekim ayı sonuna kadar sürecekmiş…
son not: transit’in istanbul’daki son izlenebilecek aktivitesi bugün saat 15:30’da mimar sinan bomonti kampüsündeki yeni modern dans stüdyolarında gerçekleşecek. nancy stark smith kendi işlerinden bir video sunum yapacak, ardından da bir süre hep birlikte doğaçlayacaklar…

Yorum Yapın